Tweet |
Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl, uyuşturucu kullanımının gençler arasında yaygınlaşmasının toplumda yarattığı yıkıcı etkiler üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Madde bağımlılığının bir hastalık ve duygu temelli bir sorun olduğunu vurgulayan Bingöl, gençlere sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Bingöl, son dönemlerde gençlerin hayattan koparak intihar ettiğine ve bu durumun arkada gözü yaşlı aileler bıraktığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Gençlerimiz, sokakların karanlığına teslim oluyor. Eğer aileler olarak çocuklarımıza sahip çıkmazsak, bu boşluğu sokaklar dolduracak ve sonuç hüsran olacaktır. Anne babalar evlatlarınızla zaman geçirin, onlarla iletişim kurun. Çocuklarınızı kötü arkadaş çevrelerinden ve olumsuz etkilerden uzak tutun. Evlatlarımızın kimlerle vakit geçirdiğini bilmek ve onlara sahip çıkmak, hepimizin öncelikli sorumluluğu olmalı. Unutmayalım, boşluk fıtrat kabul etmez.”
Alparslan Bingöl, madde bağımlılığının sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Cinayetler, boşanmalar, hırsızlık ve gasp olayları, ailelerin dağılması, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri ve toplumsal ahlaki çöküntünün temel sebebi kimyasal uyuşturucu ve zehir batağıdır. Uyuşturucu bağımlılığı sadece bireyin değil, toplumun geleceğini de karartıyor. Bu bir halk sağlığı meselesi olduğu kadar, ülkemizin bekasını tehdit eden bir sorun haline geliyor.”
Uyuşturucu ile mücadelede devletin ve milletin el ele vermesi gerektiğini belirten Bingöl, “Uyuşturucuya karşı topyekûn bir mücadele başlatılmalıdır. Aksi halde bu felaket, ülkemizin acı tablosuna bir beka ve terör problemine dönüşecektir. Devletimizin güçlü önlemleri, toplumun da bu mücadeleye katkı sağlamasıyla anlam kazanır. Hep birlikte gençlerimizi bu zehirden kurtarmak zorundayız,” dedi.
Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği, gençlerin madde bağımlılığına sürüklenmemesi için ailelerin bilinçlenmesi, eğitim faaliyetlerinin artırılması ve gençlerin sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu doğrultuda, toplumun her kesiminin elini taşın altına koyarak mücadeleye katkı sunması hayati önem taşıyor.
Gençliğimiz bizim geleceğimizdir. Onları bu karanlık bataktan kurtarmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.